Seçimler bitti, yeni düzene geçişin çalışmaları da son
aşamada…
Ancak, seçimlerin sonuçları üzerine tartışmalar da epey yüksek
perdeden devam ediyor… Aslında ortalık toz-duman demek daha yerinde
olur kanısındayım… Millet İttifakı bu sütunlar da dahil olmak üzere
didik didik edildi… Aldıkları oy, yaptıkları hatalar masaya
yatırıldı… MHP ile ilgili de pek çok yorum yapıldı; Devlet
Bey’in seçim ertesinde kendisini ve partisini
eleştirenleri hedefe oturttuğu gazete ilanı çok konuşuldu mesela!..
MHP’nin tüm öngörüleri yıkan oy oranı da bir o kadar yer aldı
medyada…
–Peki ya AKP?..
Liderin partisinin 10 puan
üzerinde oy alması, iktidar partisinin 7 puanın üzerinde oy
kaybetmesi konu edildi tabii… Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ilk turda seçimi kazanması, AKP’yi daha
büyük bir kayba uğramaktan kurtarması başlığa çıkarıldı, ancak
nedenler üzerinde pek durulmadı!.. Benim asıl merakım; bu durumun
parti içinde ve yandaş medyada nasıl algılandığı ve eleştirildiği
yönündeydi… Dün oturup son bir haftanın gazetelerini taradım ve çok
ilginç ve bir o kadar da sert eleştirilerle karşılaştım!.. Örneğin
Akit isimli mevkutenin yazarlarından Abdullah
Şanlıdağ şöyle yazmıştı:
-Üretmeyen tüketen, biz davası yerine ben davası güden, işi
gücü rant ve akçe olan, karı-kız, ihale peşinde koşan ne kadar
asalak varsa temizlenmeli, teşkilatlar sil baştan dizayn
edilmelidir!..
Şanlıdağ çok dertliydi; tabanın
istemediği adayların tepeden atandığını, tavanın adayının millete
hizmet etmediğini, kendisini seçenlere köle olduğunu, eş-dost,
akraba-hısım saltanatına son verilmesi gerektiğini işaret ettikten
sonra şu uyarıyı yapıyordu:
-Millet bu sefer de “Ey Erdoğan, senin hatırına bir defa
daha Ak Parti’ye oy veriyoruz. Ama teşkilatlarını milletin istediği
formatta dizayn etmezsen, senin de sonun diğer partiler gibi olur”
dedi!..