Bizim memleketin kahve sohbetleri meşhurdur…
Her kentimizde bol miktarda bulunan kahvehanelerde her Allah’ın
günü, memleket bir kaç kez kurtarılır örneğin!.. Hakemlerin ne
kadar taraf tuttuğu, örnekleriyle defalarca anlatılır mesela…
Her Türk yurttaşı kendi mesleğinin yanında en kralından teknik
direktördür; “Ahh be hocam o çocuk o kanatta oynatılır
mı?” diye başlayıp kendi ideal “11”ini bir çırpıda anlatır
çoğu!..
Mahallenin namusu, komşu kızın iffeti, sokakların düzen ve huzuru
da gençlerin omuzlarındadır!.. Mahallenin kızına dışarıdan göz
koymak, yamuk yapmak kimsenin haddine değildir; acilen duruma
müdahale edilir, “o itin” ağzı burnu bi güzel
düzeltilip gönderilir!..
Aynı gençlerin mahalledeki kızlarla ilgili yorumları, düşleri,
hayalleri de bir başka alemdir tabii!.. Mahalleye mensup olmanın
önceliğidir söz konusu olan!..
Toplumsal, siyasal meselelerde adaleti anında sağlayan yurttaş
sayısı da az değildir… Hemen oracıkta meseleyi çözümler, suçluyu
tespit eder, bi güzel yargılar ve cezasını kesiverir:
–Abi, iki tanesini sallandıracaksın bak bi daha
yapıyorlar mı?!.
Tüm bu saydıklarım, “ağız
burun düzeltmek” gibi aşırılıkların haricinde bir tür iç
boşaltmak, adalete katkı hissini okşamak, karınca kararınca
meselelere çözüm bulduğu düşüncesini okşamak, etrafındakilere ne
çok şey bildiği duygusunu vermek olarak anlaşılabilir hatta
hoşgörüyle bile bakılabilir!..
-Bir yaptırımı, asayişi bozacak tehlikesi de yoktur
haliyle!..
Emrinde güvenlik güçleri, istihbarat birimleri bulunan, tüm yurttaşları can ve mal güvenliğini sağlamaktan sorumlu içişleri bakanı ancak bir kahvehane sohbetinde söylenebilecek sözleri hem de kürsüden söylerse...