Ergenekon-balyoz kumpasları döneminin ünlü isimleri Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan tahliye edildi…
Mehmet Altan ise daha önce serbest kalmıştı zaten; mahkemede ise beraat etti.. Son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim; benim içimde bazı kişi ve çevrelerde olduğu gibi hiçbir sevinç duygusu uyandırmadı, ancak üzüntü de duymadım…Yaşları 70’leri aşmış, 80’lere yol alan kişilerin tutuklu kalması benim için sevinilecek bir durum değildi elbette…
Ancak, 2008’lere gidiverdi aklım; o zamanlar özel olarak kurulmuş Taraf gazetesinin manşetlerini, Ahmet Altan’ın başyazılarını düşündüm.. Mehmet Altan’ın Star gazetesindeki başyazılarını anımsadım… Nazlı Ilıcak’ın, bir ikisinde benim de bulunduğum Tv programlarında üçer beşer Silivri zindanına gönderilen yurtseverler hakkında yaptığı son derece acımasız, iftira sözcüğünü bile masum kılan suçlamalar geçti gözümün önünden! İntihar eden, onulmaz hastalıklara yakalanan insanlar, hayatları paramparça olan aileler düştü aklıma!..
Çok uzun süren, bitmek bilmeyen o dönemde Silivri mahkemelerinde gördüklerimiz yaşadıklarımız karşısında kahrolurken, gözyaşlarına boğulurken, Ahmet Altan’ın yönettiği, benim “The Taraf” adını taktığım gazete benzeri şey, örneğin şu manşetle çıkıyordu:
–1923’te kuruldu, 2008’de arınıyor!
Bu, en iğrençler arasında birinci olan manşetti! İnsanları diri diri gömmeye destek çıkan o manşetlerden hangi birini anlatayım, bilemiyorum; mesela Balyoz Davası için atılan “Fatih Camii bombalanacaktı” “Kendi jetimizi düşürecektik” manşeti, örneğin TSK komuta kademesinin başta Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner olmak üzere istifa ettiğinde atılan “Daha karpuz kesecektik” manşeti bunlardan yalnızca birkaçıydı!