Biliyorsunuz; gericilik, yobazlık, vahşet, radikal terörizme
destek, kadını adeta insandan saymamak denince akla gelen ilk
ülkedir Suudi Arabistan…
Bunun çeşitli kanıtlarını taa İngiliz eliyle kuruluşundan itibaren
yüzlerce kez sergilemiştir de… Rabıta Örgütü ile “Dar-ül Harp” yani
İslam dışı ülkelere kendi kafasındaki “İslam'ı” diğer bir deyişle
kökü Selefiliğe dayanan Vahhabiliği ihraç etmek için yemediği herze
kalmamıştır!..
Anımsayacaksınız Türkiye'de bunların gözünde “İslam dışı ülke”
olduğu için 1970'lerden itibaren Rabıta bizim ülkemize de el atmış,
hatta öyle ki; imamların maaşını ödeyecek kadar içimize nüfuz
etmişti. Bunu ortaya çıkaran Uğur Mumcu yıllar sonra alçakça ve
karanlık bir suikasta kurban gitmişti…
İşte bu Suudi Arabistan Suriye kepazeliğinde Katar ve Türkiye ile
başı çeken ülkelerden biriydi… Niçin hatırladınız mı?
-Suriye'ye demokrasi getirmek için!..
Gülmeyin; vallahi dünyaya böyle deklare edilmişti bu ulvi amaç!..
Dünkü yazımda asıl niyetin ne olduğunu yazmıştım… Şimdi de bir
zamanlar aynı kaptan yediği Katar'ı “terörizmi himaye etmek”
suçlamasıyla ve 10 Sünni İslam ülkesiyle birlikte ablukaya ve
ambargo altına aldı, iyi mi!.. Hani bir zamanların meşhur
reklamında olduğu gibi, aslında yoktur birbirlerinden
farkları!..
-Diğer bir deyişle iyi uşak, kötü uşağı yener!..