Cumhurbaşkanı, Polonya dönüşü “Uçan Gazetecilere” öylesine bir
açıklama yaptı ki, Yeni Türkiye’de kimse o sözlerin muhataplarının
yerinde olmak istemez doğrusu!..
Benim o konuşmayı yazanlardan edindiğim izlenim ise daha çarpıcı;
Cumhurbaşkanı görünürde çok sakin konuştu ancak söylediklerinin
“ağırlığı”, sesinin buz gibi oluşu ne denli öfkeli
olduğunu açıkça gösteriyordu!..
Peki, ne dedi Saray?.. Ankara, Bursa ve Balıkesir belediye
başkanlarına istifa talebinin iletildiğini, bu makamlara bağımsız
aday olarak gelinmediğini, partinin gösterdiği aday olarak
gelindiğini, bu koltukların ilanihaye kalınacak koltuklar olarak
görülemeyeceğini anlattı. “Belediye başkanlarının istifaya
yanaşmayıp direnmeleri halinde ne olur?” sorusuna verdiği
yanıt ise tonlarca ağırlıktaydı:
-Böyle bir yola tevessül etmelerini düşünemem, düşünmek de
istemem. Çünkü onun neticesi ağır olur!..
Daha ne desin Saray?.. Bundan daha açık, daha ağır, daha korkutucu
ne diyebilir zaten?!. Ancak başta Ankara olmak üzere hedef
büyükşehirlerden, şu yazının yazıldığı ana dek henüz tık yok!..
Haa, belki siz yarın bu yazıyla birlikte istifa haberlerini de
okuyor olabilirsiniz!..
-Burası Yeni Türkiye, buradan kaçış yok!..
Belediye başkanlarının o koltukta geçirdiği her saniye, Saray’ın otoritesinde derin bir iz bırakıyor! Saray cenahı bu durumun başlıca müsebbibi olarak ise Melik Gökçek’i görüyor… O pes ettiği takdirde diğerlerinin de kolayca çözüleceğini düşünüyor.
Diğer taraftan kulislerde çok farklı tahminler yürütülüyor, iddialar havada uçuşuyor… Örneğin AKP’li milletvekillerinin hem pek tedirgin hem de çok pişman oldukları anlatılıyor. Çok sayıda milletvekilinin Ahmet Davutoğlu’nun gidişine ses çıkartılmadığı için bu noktaya gelindiğini düşündüğü “eğ...