Siyasette kan gövdeyi götürüyor…
Amerikan mahkemesinde Reza Zarrab isimli rüşvetçi dolandırıcının ifadeleri Türkiye’yi sarsıyor; kimi siyaset erbabı, bürokrat hop oturup, hop kalkıyor!.. Ana muhalefet liderinin yaptığı açıklamalar ortalığı karıştırıyor, belgeler havada uçuşuyor; iktidar cenahından gün yüzü görmemiş hakaretlerin, tehditlerin ardı arkası kesilmiyor!..
Yetmiyor; bir AKP milletvekili, CHP Genel Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunarak, evinin aranmasını dahi isteyebiliyor… Suçlamalara baktığınızda özellikle tüm pisliklerin ortaya döküldüğü son 5 yılda iktidarda CHP’nin olduğu kanısına varıyorsunuz!..
Yine yetmiyor; CHP’nin kapatılmasını isteyen, Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutuklanması gerektiğini haykıran iktidar yanlılarının çığlıkları siyaset arenasında yükseliyor!..
Bu yükselen çığlıkların elbette bir hedefi var; nitekim karşılığını da buluyor!.. Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı “Zarrab hakkında MİT’in 17/25 Aralık kepazeliğinden neredeyse 9 ay önce verdiği raporu görmezden geldiği” suçlamasına karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı anında harekete geçti:
-Kılıçdaroğlu hakkında “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla soruşturma başlattı!..
İşte iki şapkalı olmanın dayanılmaz cazibesi! Kılıçdaroğlu ya da bir başkası, istediği kadar “Ben Cumhurbaşkanı’nı değil, bir siyasetçiyi, iktidar partisinin genel başkanını hedef aldım” desin nafile…
-Pekii, siyasetçi Erdoğan nasıl eleştirilecek, muhalefet gördüğü yanlışları nasıl sorgulayacak?..
Bilen, anlayan varsa bir adım öne çıksın!..
Çırpınıyor ama hak
ettiği şeki...