Bugün 24 Kasım, Öğretmenler Günü…
Hani senede bir gün “canım hocam”, “güzel öğretmenim, canım
benim” diye elini öptüğümüz, sırtını sıvazlayıp göklere
çıkarılan, geri kalan 364 günde de itilip kakılan, canını
çıkarılan, boğaz tokluğunun bile çok görüldüğü meslek grubu
canım!..
Anımsamadıysanız devam edelim; hani sınıfta dersini dinledikten
sonra pazarda domates, biber satarken gördüğünüz, yıllarca dirsek
çürütüp, yüksek okul bitirip hak kazanmasına karşın bir türlü
ataması yapılmayan, hiçliğe terk edilen umutsuz kitle yahu!..
Aaa, hâlâ mı bilemediniz; hani ataması yapılmadığı için inşaatlarda
çalışıp iş cinayetine kurban giden, iktidarın değil, halkın
öğretmeni olmak istediği için sürgünlerden sürgün beğenen, işsiz
kalmayı, mesleğini yapamamayı sindiremeyip intihar eden şu devasa
kitleden söz ediyorum arkadaşlar!..
Yahu bu ne unutkanlık; hani askeri ya da sivil darbelerde hep ilk
darbeyi yiyen, hapishanelere doldurulan, işsiz bırakılan,
itibarsızlaştırılmak için her haltın yendiği ama asla pes etmeyen
şu güzelim insanlar güzel kardeşim!..
Pes doğrusu, yine mi bilemediniz; hani Mustafa
Kemal’in, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik zamanında cepheden
Ankara’ya dönüp toplantı yaptığı, “yeni nesil sizlerin
eseri olacaktır” dediği, o zamanın en saygın, en değerli
memuru kabul edilen, bugün ise adeta “köle
muamelesi” yapılan zümre birader!..
-Hah, anladınız siz onu!..
En Büyük Türk Büyükleri koca koca mesajlar verecek… Okullarda kutlamalar yapılacak diyecektim ancak bugün Cumartesi… Amaaan canım dün yapılıvermiş bitmiştir zaten… Öğretmenleri temsilen Milli Eğitim müdürleri “nurlu ufuklarla” ilgili, geçen yıl da okunan aynı bildiriyi okuyacak, falan filan…
-Sonra yine eski tas, eski hamam!..
Ama