Haber, gazetelerin, televizyonların, internet sitelerinin
havuzuna düşene dek kimse onu tanımıyordu…
İşin acı tarafı halen de tanımıyor; o, önceki gün saat 17.00
civarından itibaren artık yalnızca bir sayı, yalnızca anacığının,
yakınlarının ardından ağlayacağı bir kurban…
-2006’dan bu yana göreve atanmadığı için intihar eden
öğretmen adaylarının, şayet yanılmıyorsam
45’incisi!..
Merve Çavdar 2014 yılında
Sosyal Bilimler Öğretmeni olarak mezun olduğunda 21 yaşındaydı…
Geleceğe dair hayalleri, düşünceleri, planları vardı… Geçen dört
yıl içinde hepsi birer birer yok oldu, silindi bitti… Kimi
açıklamalara göre 130 bin, kimi istatistiklere göre 87 bin, bazı
uzmanların görüşlerine göre ise 200 bin öğretmen açığının bulunduğu
koca ülkede Merve’ye bir türlü sıra gelmemiş, hayalini kurduğu
öğretmenliğe bir türlü atanmamıştı!..
Bir nişanlısı, sözlüsü, arkadaşı var mıydı, bilmiyorum; haberi
gördüğüm an içimin cız edişiyle birlikte Merve kimdir, nasıl bir
hayattan gelmektedir, arkadaşları, çevresi kimlerden oluşur, bu
denli çaresizliğe nasıl kapılmıştır diye araştırmaya çalıştım;
önüme yalnızca tek sütuna 10 cm. haberden başka bir şey
çıkmadı…
Yıllardır giderek içine kapandığı, umutsuzluğa kapıldığı anlaşılan
25 yaşındaki Merve Çavdar, “iş bulmaya gidiyorum”
diyerek Aydın’ın İncirliova İlçesi’ndeki evinden çıkmış, Güzelçamlı
sahiline kadar yürümüştü… Burada bir süre oturmuş, sonra da yanında
getirdiği depresyon haplarının tümünü içerek oracığa uzanmıştı…
Aradan saatler geçtikten sonra kıyıda bir genç kızın hareketsiz
yattığını gören yurttaşlar durumu jandarma ekiplerine bildirmiş,
olay yerine gelen sağlık ekipleri ise Merve’nin cesediyle
karşılaşmıştı… Hep derler ya:
-Hayaller, umutlar ölünce beden buna dayanamaz o da çekip
gider!..