Koca bir ülke zincirlerinden boşanmışçasına felakete doğru
savruluyor!..
Dolar, bir kaç gün içinde 5.25 TL’ye demirledi… Euro deseniz çoktan
6 TL’yi geride bıraktı.. Bırakın bunları 1 Bulgar Levası bile 3 TL
oldu!.. Türk Lirası dünyanın şamar oğlanı parası haline geldi,
tebrikler!..
Şu son bir kaç gün içindeki kur artışı nedeniyle hem özel sektör
borçları durduğu yerde yüzlerce milyar TL arttı, iyi mi!.. Peki
nasıl önlenecek bu felakete doğru koşar adım gidiş?.. Merkez
Bankası’nda kala kala 20 milyar dolarlık bir rezerv kaldı; bu da en
az iki hafta öncenin bilgisi!.. O para piyasadaki yangına bir kova
su işlevi bile görmez!.. Ben söylemiyorum, ekonomi uzmanları
söylüyor!..
Bunlar olurken yeni Türkiye’nin yönetimi ne yapıyor acaba?.. 100
günlük “Eylem Planı” açıklıyor!.. O eylem planı
içinde millet bahçeleri var, inşaat var, ihale var, “En
çılgın proje” Kanal İstanbul bile var, yukarıda saydığım
felaket öğelerinden ise eser bile yok!..
Sorsanız, şanlı ecdadımız Osmanlı’nın o müthiş
birikiminden, yedi düvele karşı şanlı duruşundan, Sultan 2.
Abdülhamid’in muazzam yönetiminden(!), yüz yıllık
Cumhuriyet parantezinin kapanışından, o şanlı tarihi yeniden
diriltmekte olduklarından söz ederler…
-Acaba gerçekten öyle mi, gelin belgelerle
bakalım!..
Yazının girişindeki 1453’ten itibaren Türklerin devlet yönetiminden nasıl uzaklaştırıldığı, o tarihten sonra kurucu kavmin nasıl hor görüldüğü, “Etrak-ı bi-idrak” yani akılsız Türk diye nasıl aşağılandığı, 4. Murat döneminde Türk sözcüğünün “dangalaklıkla” eş tutulduğu kısımlarını geçiyorum; ben de bu konuda epey yazı yazdım köşemde!..
Gelelim...