İktidar, son sıralarda İstanbul ve CHP üzerinde bir takım oyunlar planlıyor…
Üstelik bunu açıkça ve gayet fütursuzca yürütüyor… Son derece komik, komedi tadında girişimler bunlar. Ancak giderek bir “Kara komedi” haline dönüşüyor!..
Örneğin, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında beş ayrı suçtan 17 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan şu davayı ele alalım… Öncelikli soru şu:
–Kaftancıoğlu, İstanbul’un alınmasında çok önemli bir rol oynamasa, bu denli başarılı olmasa, böyle bir dava açılır mıydı?!.
Yanıtı hepimiz biliyoruz sanırım!..
İddianamenin, bu içerikteki diğer dava iddianameleri gibi “doldur-boşalt” tarzında kaleme alındığını ben değil, iktidara yapışmamış tüm hukuk insanları söylüyor! Mesela davanın dünkü duruşmasında, Kaftancıoğlu’nun avukatı üstüne basa basa şöyle dedi:
–Mevcut iddianame ile yargılama yapılması hukuka aykırıdır!..
Gelelim Canan Kaftancıoğlu’na, izlediğim ilk duruşmada, dik duruşu, son derece sakin, tane tane konuşması ve vurgularıyla dikkatimi çekmişti… Dünkü duruşmada söyledikleri de aynı duruşun eseriydi…
Konuşmasına, “Kim ne derse desin, Mustafa Kemal Atatürk’ün oturduğu koltuğa saygısızlık etmek kimsenin hakkı ve haddi değildir… Atatürk Cumhuriyeti’nin İl Başkanı olarak devleti alenen ya da perdeli olarak aşağılamam düşünülemez!..” diye başlayan Kaftancıoğlu, başlığa çıkardığım sözleri ise iddianameyi yazan savcı ve mahkeme heyetini işaret ederek söyledi:
–Söylediklerimi teşvik ve tahrik olarak algılamak insanları kine sürüklemektir… İddia makamı söylediklerimi gerçeklerden uzaklaştırmıştır. Değil 17 yıl 27 yıl bile ceza verseler yine hakikati söylerim. Sizler de hakikati arayın, ona yaklaştığınızda özgürleştiğinizi hissedeceksiniz. Bu hakikat hepimizi özgürleştirecek!..
İşte tam bu satırları yazarken...