Benim, Afrin’e operasyon konusunda iyice aklım karışmış durumda
arkadaşlar!..
Yalnızca son 24 saat içindeki gelişmeleri alt alta koyunca ne
diyeceğimi, ne düşüneceğimi, nasıl analiz edeceğimi şaşırdım
açıkçası… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üst perdeden
söyledikleri malum, onları bir kenara koyalım!..
NATO Genel Sekreteri’nin “Türkiye sınırlarında meydana
gelen terör olaylarına müdahalede haklıdır” ve
“ABD bize sınır ordusu kurulması hakkında haber
vermedi” şeklindeki görünürde Türkiye’yi kollayan ve
operasyon için cesaret(!) veren sözlerini de hatırlamakla
yetinelim!..
Daha dün Pentagon, yayınladığı basın açıklamasında ana omurgasını
PKK uzantısı PYD/YPG’nin oluşturduğu SDG güçlerinden yeni bir
ordu ya da konvansiyonel anlamda bir “sınır muhafız gücü”
oluşturulmayacağını duyurdu, iyi mi!.. Hani biz de bir laf
vardır:
-Duy da, inanma!..
Bitmedi; ABD Dışişleri
Bakanı Rex Tillerson, Türkiye’nin Suriye
konusundaki endişelerini “duyduklarını ve ciddiye
aldıklarını” söyledi… Şu lafa bakar mısınız; “duymuşlar”
pek ciddiye almışlar, üzülmüşler de tabii!.. PKK uzantısına 4 bin
900 tır silah veren, Türkiye’ye dönüp “geri alacağız” diye teminat
veren, ardından burnumuzun ucunda PYD paçavrası ile birlikte
Amerikan Bayrağını dalgalandıran, Türkiye’yi tüm planlardan,
masalardan silen, sınır ordusu konusunu ortaya atan ABD Dışişleri
Bakanı Tillerson söylüyor bunları, yerseniz tabii!.. Sonra da alay
eder gibi şöyle diyor:
-Terörle mücadele konusunda, İdlib’deki terör tehdidi
ve Türkiye’nin diğer yerlerdeki PKK teröristleriyle ilgili
kaygılarını ele almada Türkiye gibi müttefikler ve ortaklarla
birlikte çalışmaya devam edeceğiz… Türkiye’nin yakın işbirliğine
ihtiyacımız var!..
Güler misin, ağlar mısın!.. Ruslarla
dans!.. Bu laftan öteye gitmeyen açıklamalara Türkiye
“tatmin etmiyor” yanıtını...