Seçim gecesi hiç ortada yoktu!..
Ertesi gün de adeta buharlaşmıştı… Dedikodular ayyuka çıkmış hatta
yandaş medyadan “İstifa edecek, koltuğu Muharrem İnce’ye
devretmek için olağanüstü kurultayı toplayacak” haberleri
uçurulmaya başlanmıştı…
– Hiçbirine zerre kadar ihtimal
vermedim!..
Pazartesi akşamı Halk TV’de, Mercek
programına katılan Barış Yarkadaş’a da “asla
bırakmaz” dedim!.. Kemal Kılıçdaroğlu nihayet salı
günü lütfedip medyanın karşısına geçti ve sağ olsun yüzümü kara
çıkarmadı!.. Öyle şeyler söyledi ki, hani seçimi izlememiş, biraz
önce yurtdışından gelmiş birisi, bu açıklamalar karşısında sanırım
şöyle düşünürdü:
– Sonunda bir seçimi kazandı demek
ki!..
Milyonlarca insan gibi, hayretler içinde izledim
beyefendiyi… Mesela seçimin tek kaybedeninin AKP olduğunu,
kazananın ise demokrasi olduğunu söyledi, iyi mi!.. Rejim değişmiş,
“Tek adam sistemi” ilan edilmiş, parlamenter
demokrasi rafa kalkmış, Cumhuriyet’in dayanakları tamamen çözülmüş,
arkadaş “demokrasi kazandı” diyor gözümüzün içine baka baka!..
Yetinmedi, dünün tek adamının artık “Topal Ördek”
olduğunu, istediğini yapamayacağını, parlamentonun itibarını
kendilerinin koruyacağını da söyledi… Tek adam üzerinde, kuracağı
hükümet üzerinde, dışarıdan atanacak bakanlar üzerinde en ufak bir
denetleme yapamayacak, gensoru veremeyecek, üstelik sayısal olarak
da iktidar partisinin 150 milletvekili gerisinde bulunan CHP’nin
lideri, parlamentonun itibarını korumaktan söz ediyor, pes
doğrusu…
– Asıl “Topal Ördek” kim bir bakalım!..
– Koltuk sevdasına tutulanların bizim partimizde yeri yok!..
Genel başkanlık koltuğuna...