Su yaşamdır…
Öylesine yaşamsaldır ki, yokluğu toprağı bitirir, insanı ve
insanlığı yok eder!.. Uzmanlar, yakın gelecekte suyun petrolden çok
daha değerli hale geleceğini, ülkeler arasında “su
savaşları” çıkacağını bile işaret ediyor!.. İşte su
yaşamın sürebilmesi için böylesine önemli, yokluğundaysa bu kadar
ölümcüldür…
-Biz insanları ilk etapta ilgilendiren ise içme suyudur
doğal olarak…
Ben, çocukluğumda sıkı bir mahalle
maçının ardından musluktan kana kana su içtiğimi çok iyi
anımsıyorum… Ya sonra? Sonrası yok!.. Ömrümüz musluk suyunun ne
denli iğrenç olduğu, içilmesinin mümkün olmadığı uyarılarıyla
geçti… İçeceğimiz suyu kocaman markaların evimizin kapısına dek
getirdiği plastik damacanalardan, marketlerde satılan plastik şişe
sularından temin etmeye başladık…
Televizyon reklamlarında izlediğimiz, “dağların
doruklarından çıkarılan”, “doğanın en temiz kaynaklarından elde
edilen” lezzetli su masallarına gözümüz kapalı inandık!..
Plastik şişe ya da damacanaların sağlıksız olduğuna dair
söylentiler alıp başını yürüyünce, o kocaman markalar cam şişeleri
sürdüler önümüze, “daha da sağlıklı su”
reklamlarıyla.. İçindeki suya değil, ambalajına baktık, cam şişeyi
üç misli fiyatına alabilenler “daha sağlıklı su içiyoruz” diye
sevindi, dar gelirlisi kaderine razı olup, plastik şişeden,
damacanadan içmeye devam etti…
-Halbuki hepsi koca bir yalandı!..
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi’nin 5 yıl önce hazırladığı bir benzeri daha olmayan ve 14 kez güncellenen su raporu, su markası, kaynağın bulunduğu şehir, suda asla olmaması gereken biyolojik, kimyasal, radyolojik değerler ile su da mutlaka olması beklenen mineral değerleri ve suyun PH’ını gösteren bölümlerden oluşuyor.
Bir su markasının 100 tam puan...