Başlık, Halide Edip Adıvar’ın ölümsüz eserinin
adıdır…
Halide Edip’in 1923’te yazdığı roman, Milli Kurtuluş Savaşı
sırasında Anadolu’nun bir kasabasında görev yapan
Aliye öğretmenin trajik hikayesini anlatır.
Kasabanın gerici, Kuvayı Milliye düşmanı, Yunan yanlısı imamı
Hacı Fettah Efendi ile eşraftan Uzun
Hüseyin Efendi’nin hedefi haline gelen Aliye, sonuna dek
Kuvayı Milliye’nin gözü kulağı olur, kasabada yaşananları, olayları
millicilere bildirir. Kurtuluş günü ise İmam ve yandaşlarının
“Vurun kahpeye” şeklindeki kışkırtması sonucu,
ahali tarafından taşlanarak öldürülür!.. Bu vahşi infazın sorumlusu
Hacı Fettah ve Uzun Hüseyin ise kasaba meydanında asılarak
cezalandırılacaktır…
Üç kez filme çekilen bu romanın başlığı yıllar içinde büyük
haksızlığa uğrayan insanlar, kadınlar, özellikle de sanatçılar için
bir deyiş haline geldi.. Bu iktidar sürecinde ise tam bir
“özdeyiş” niteliğine büründü!.. Kadınıyla,
erkeğiyle o kadar çok sanatçı, yazar, çizer direkt olarak hedef
gösterilmişti ki, bu iki sözcüklü kışkırtma, dönemin ruhuyla da
birebir örtüşerek tarihe kazındı!..
-Yüz yıl sonra artık taş yerine kömür karası kalemler ve
iftiralar vardı!..
Bir akademisyenin vahşice öldürülmesi karşısında sosyal medya hesabından silahlanmaya, kanlar içindeki dizilere karşı çıkan oyuncu Deniz Çakır’ın “modern taşlanma” öyküsünü anlatmış, açılan “jet soruşturma” dan söz etmiş ve Çakır’ın suçlamalara karşı yaptığı şu açıklamayı aktarmıştım:
-Utanç verici!..
Sonrasında daha ilginç gelişmeler de yaşandı… Sunucu Ece Erken, olayın yaşandığı kahveye gitti, çalışanlarla konuştu ve düşüncesini şöyle anlattı:
-Olay göründüğü gi...