Tam bilgisayarın başına oturmuş, “sakalsız erkek” ve “şeriata özendirilen minikler” konularına girecektim ki, önüme yeni bir yobaz haberi düştü:
-Eskişehir’de gericiler “Pişmiş Toprak Sempozyumu’na” katılan sanatçıların heykellerine saldırmış, tahrip etmişlerdi!..
O sempozyum, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç tarafından yıllardır büyük emeklerle sürdürülen, son derece başarılı bir kültür-sanat etkinliğiydi. Eskişehir’in tartışmasız bir şekilde dünyanın en güzel, en saygın şehirlerinden biri olmasına büyük katkı sağlayan, renk katan şahane bir sempozyumdu!.. ben de bu sempozyumlardan birine katılmış, sanatçıların yaptıkları eserleri hayranlıkla izlemiştim. Kafası apış arasından, tacizden, tecavüzden başka hiçbir şeye çalışmayan, yıkıcılığı bir marifet sanan gerici kafa, sanatçıların yaptığı güzelim heykelleri, büyük bir hınçla, sözde din adına kırmış, paramparça etmişlerdi!..
Yobaz böyledir işte, daha cumartesi günkü yazımda söz etmiştim: yaşamda renk adına en ufak bir girişimden dahi haz etmez, kadın sesini “şehvetli” görüp haram sayar, müziği haram beller, resmi düşman sayar… Ehh, hal böyle olunca o güzelim heykellere de hınç duyar, nefret eder!..
Benim tanıdığım sevgili Ahmet Başkan, vakit geçirmeden o heykelleri onartacak ve o parka yeniden koyacaktır…
-Eskişehir, gerici kafaya asla teslim olmayacaktır!..
-Hanımı izin vermediği için erkeğin tıraş olması caiz midir?..
Programı sunan sarıklı, sakallı, cami hocası kılıklı muhterem, bakın bu soruya nasıl yanıt veriyor:
-Erkeğin sakal bırakması için hanımından müsaade almasına gerek yok. Erkek sakal bırakmakla memurdur. Erkek kadından ayrılmak için sakal bırakmalıdır zaten...