Bir haftayı aşkın süredir soluğumuzu tutarak izlediğimiz Barış Pınarı Harekatı’ndan biraz olsun gözümüzü ayırıp ülkemize bir bakalım, ne görüyorsunuz?..
Ben gördüklerimi hemen özetleyeyim; öncelikle dehşet verici bir işsizlik ve buna bağlı olarak giderek yaygınlaşan bir yoksulluk mesela!.. Özellikle bu ülkenin dinamizmi, geleceğe ait en büyük umudu olan gençlerin gerçek verilere göre neredeyse yarısından fazlasının iş bulamadığı gerçeği örneğin!..
O gerçek veriler, milyonlarca insanın iş aramaktan dahi vazgeçtiğini gösteriyor ne yazık ki!.. Diğer yana dönüyorum, çocuklara yönelik istismar, tecavüz, işkence, kadınlara yönelik cinayetler aynı hızla devam ediyor… Daha 2017’de dini nikahın laikliğe aykırı olduğunu, toplumu geriye götüreceğini savunan Barolar Birliği Başkanı’nın resmi ve dini nikahın aynı anda gerçekleştiği törende şahitlik yaptığını görüyorum mesela!..
Milli Eğitim’e bakıyorum, içler acısı bir sefalet halini görüyorum, içim acıyor… Her yıl değişen garip bir sistemler karmaşası, buna ayak uydurmak için çabalamaktan ruhu kararmış milyonlarca çocuk, evladını imam hatiplere göndermemek için varını yoğunu ortaya koyan, bankalardan çektiği krediyi ödemek için didinen anne-babaların yaşadığı elem ve ızdırabı görüyorum…
–İktidarın elini uzattığı her şeyin tel tel döküldüğünü görüyorum!..
YÖK diye bilinen Yükseköğretim Kurulu, geçtiğimiz hafta bir karar aldı: