Yıllar bir bir geçip gidiyor…
Herbiri, umudumuzu, sevgimizi, güzel günlere olan inancımızı,
geleceğimizi bir kör bıçak gibi kesip atarak yaşamımızdan çekip
gidiyor…
Gidiyor da ne oluyor; yerine daha acımasız, daha gaddar ve bir o
kadar da ahlaksız olacağı ancak bir “nü tablo”daki
kadar gizemli, bilinemez olan bir başkası geliyor!
Biz, onlar, öbürleri yani zavallı insanlık yine ölüyor, yine
paramparça oluyor, yine kanlar içinde yere seriliyor, Iraklı,
Filistinli, Suriyeli, Libyalı, Afrikalı yani dünyalı minnacık kız
çocukları için utanç içinde ağlıyor, yine kendisini efendi ilan
edenler tarafından eziliyor, soyuluyor, ezadan cefaya koşturup
duruyor…
Elbet başkaldıranlarımız, “bu düzen böyle sürmez, uyanın,
yalnızca bakmayın, görün” diyenlerimiz de oluyor; onlar da
tıpkı dün olduğu gibi, bastırılmaya, yalnızlaştırılmaya
çalışılıyor, olmazsa tenhalarda kurşunlanıyor, gözdağı vermek için
katlediliyor… Biz cenaze törenlerinde ağlaşıyoruz…
-Ve bu kepazelik böyle sürüp gidiyor!..
Onlar, gerileyen ulusların ne kadar kolay yönetildiğini, ne kadar kolay unuttuğunu, ne kadar zor hatırladığını, ne kadar zor bir araya geldiğini bilenler yine aynı düzeni sürdürecekler. Hatta onunla da yetinmeyecek, yeni sistemler icat edecekler…
Ve onlar, bilgi vermekle, doğruları anlatmakla, aydınlatmakla yükümlü olanlar, yine köreltme, aldatma, köleleştirme yolunda aldıkları talimatı başarıyla uygulayacak, görevlerini layıkıyla yerine getirecekler...