Daha iki gün önce Türkiye’de işsizliğin ulaştığı vahim tabloyu paylaşmıştım…
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “makyajlı” resmi verileri bile facianın boyutlarını gözler önüne seriyordu; mevsimlik işçilerin sezonu olduğu halde, Mayıs-Haziran aralığında, yani bir ayda işinden olanların sayısı 96 bin olarak açıklanmıştı!..
Daha da vahimi, aslında bir ülke için büyük avantaj, zenginlik anlamına gelen genç nüfusun içine düştüğü durumdu; her 4 gençten biri işsizdi!.. Bir yılda tam 908 bin kişi işsiz kalmış, toplam işsiz sayısı ise 4 milyon 253 bine ulaşmıştı!.. Ancak uzmanlar buna karşı çıkıyor ve şu çarpıcı bilgiyi veriyorlardı:
– Tam 2 milyon 310 bin kişi iş bulsam hemen çalışırım” diyor ama işsiz sayılmıyor. Onları da dahil ettiğimiz de 6 milyon 563 bin kişi işsiz. Üstelik bunlar resmi veriler!..
Böyle olunca işsiz sayımızın 7 milyona yaklaştığı, bunun ise ülke tarihinde görülmedik bir açlık ve yoksulluk olgusunu oraya koyduğu görülüyordu!..
Bir hatırlatma daha yapayım; kayıtdışı çalışan işçi oranı da büyük bir sıçramayla yüzde 35.2’ye ulaşmıştı… Bu ne demekti peki? Çok basit: