Bu yazının ilk kısmından sonraki bazı bölümleri, cuma gece yarısı Paris’ten, şehrin en çok vurulan merkezinin çok yakınından yazmıştım, Habertürk’ün internet yayınında ve HTDokun'da çıkmıştı.
Her kelimeyi eklerken yazıya, ölü sayısına daha fazla ekleniyordu.
Dünyanın her yerinden insanların bulunduğu, hedef alınan siviller arasında Arapların, Müslümanların da doğal olarak yer aldığı, kimin kimliği ne olursa olsun, silahsız, sivil, savunmasız insanlara yönelmiş katliamda ancak insanlık umuduna kaçarsınız.
Ülkenizin birikmiş acıları, bitmeyen kanaması, paramparça insanları yanına, hiç bilmediğiniz, tanımadığınız insanları da koyarsınız.
Ah “kendi ülkemiz!”
Hiç öyle tepeden “Biz demiştik” böbürlenmelerine mahal yok; çünkü Işid, kimi önyargı yahut kimi yargıyla, ileride daha çok bela olacak şekilde, Türkiye’yle çok fazla anılıyor.
İster mücadele et, ister etme!
Batı dünyası, savaşları, işgalleri, düşmanlıkları, Ortadoğu ateşlerini yakıp körüklemeyi elbette tarihten silemeyecek.