Diyelim hukuk hakikaten hukuk, yargı hakikaten bağımsız, iddialar hakikaten delilli, isnat edilen suç hakikaten baki.
“Terör örgütü propagandası” suçlamasıyla (ki ortada henüz kesinlik yok) bir gazeteye filan el koyuyor devlet (ki basın-yayın organlarına el koymak öyle pek hukuki değil…)
Ertesi gün çıkan gazetede en fazla, varsa, “terör örgütü propagandası”nın engellenmesini beklersiniz.
Öyle ya, iktidar aleyhindekiler de dahil, her haber, her yazı “terör örgütü propagandası” değil herhalde.
Evet, ama yetmez!
O gazete ve medya organları anında “propaganda mekanizması”na dönüşüyor.
“Terör örgütü propagandası” ile (suç kesin olmadan bile) suçlanıp el konuyor ve o el, sözde “devlet-millet adına kayyım”dır, sabahına iktidarın propaganda aracı haline getiriyor.