Şurada üç polis yatıyor, hemen ileride iki daha…
Bir ana, 11 çocuk sokak ortasındaki cesedine bakıyor, 11 gündür mü orada?
Bir çocuk yatıyor, ambulans teğet bile geçemiyor.
Bir bebek dedesiyle birlikte uzanmış. 7’den 70’e bile değil; 3 aylıktan 80’e.
Yer sofrasında bir kadın üç çocuğunun önüne cansız düşmüş. Az ileride bir asker, bayrağa sarılı tabutunu bekliyor.
Her şeyin “canlı” olabildiği bir “Milenyum”da cansız düşmeye devam ediyor, bir ülkenin çocukları, kadınları, sıvasız hanelerin bir ötekine, bir ötekinin düşmanları!
***
İktidarın gurur duyacağı bir şey yok.
Bak, oy olabilir, bir şey diyemem.
Ama gurur? Yok!
Kanlı, cansız, izansız, insafsız bir devirle kimse gurur duyamaz. Kimse bunun üzerinde tarih yazamaz.
Bak, Tarih bunları yazmaz diyemem. Ama öyle sandığınız gibi tarih yazılmaz.
Çünkü Tarih’in de bir utancı vardır.
İstediğin kadar cilala, pudrala… Yüzü kızarır. Diyeceğini unutmaz. Alnımıza yazar!