Ne kadar “geriye” döndük?
90’lara mı?
Öyle ya, “iki günde 10 şehit” ile “onlarca etkisiz hale getirilen”e ilaveten, yargısız infaz iddiaları.
“Beyaz Toros” demode olsa da, daha “çağdaş” araçlar ve gereçler.
Yoksa 90’lar derken, aynı anda 70’lere de mi?
Öyle ya, peş peşe kahve taramaları, “Yeni Türkiye”de yine kurşunlanan gazeteler, şimdi de Yeni Şafak, Yeni Akit!
Hadi İHD’nin onca raporuna inanmıyorsunuz; Mazlum-Der’inki de “Silopi’de işkence” raporu.
Ne kadar “geriye” döndük?
O kan içinde, korku dolu, otoriter rüzgârların altında insanların kırıldığı“kendimiz”e ne kadar döndük?
Her kuşak bir öncekilerin “tattığı”nı tatmalı diye mi döndük?
Bir babanın kan içinde düştüğü toprağa bir de evladı yapışmalı diye mi döndük?
Yıl 2016, bir (ya da iki, üç) “bodrum katı”nda gerçekte ne olduğunu ortaya çıkaramayan, bununla yüzleşemeyen bir memleketi çok mu özlemiştik de, acele acele oraya döndük?