“Son darbeciler” profillerinde epey “FETÖ’cü” denen çıkıyor, ilk ifade, itiraf, iddialarla.
Ancak Türkiye yine hemen unutmuş durumda:
“Peki önceki darbeler nasıldi? Yine FETÖ’cü mü”
Soruyu unutmazsak, “bir darbecinin” sadece Askeri Okul Sınavı soruları çalınarak, öğrencileri eve toplayarak, muska veya çip takarak, cin sararak, gizleyerek yetişmediğini de anlarız.
Başka bir şeyler de lazım.
O yüzden, (masumları ayırır ve yargının da bunu yapmasını umarsak) darbecilerin hepsi aynı takımdan değil, ama aynı kumaştan!
***
O vakit cevap “askeriye”de; “militer-militarist-otoriter-baskıcı-alttakini, ötekini hakir görmeyi kolaylaştıran, üst olmayı üstünlük sayan sistem” diye de gelmeye başlar.
Sorunun “sivil” cevabı ise, “otoriterliği, dışlamacılığı, etnik-milli-dini üstünlükleri, baskıyı, keyfiliği, hiddet-tehdit-şiddeti, faşizanlığı münasip kılan sistem” diye sökün eder.
Bu bizi, sadece “gündelik tehlike” savuşturulması, yakında tekrarının önlenmesi, faillerin ve faillere değen yahut listelediğimiz herkesin canına okunması,“Hainler Mezarlığı” gibi tedbirler dışında da bir şeyler düşünmeye sevk eder.
“Demokrasi ufku” esas orada doğar.
Bir ihtimal!
***
Elbette bu işlerin sadece bir yanı ama… Bir istatistik:
TSK’daki 358 generalden 149’u, 39 bin 287 subaydan 1099’u, 96 bin 391 astsubaydan 436’sı ihraç edilmiş.