Şuna inanıyorum:
Anayasa’ya göre “Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından
Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılan ve yerine getirilen
Yürütme” ülkenin selameti bakımından aynı anda iki ciddi politikayı
uyguluyor:
1.Dışa açılma
2. İçe kapanma
Geçmişte birbirinin tersi, zıddı gibi gösterilen bu iki politikanın
başarıyla uygulanmasına biz izninizle “fifti fifti” diyoruz.
Şimdi “Dışa açık, içe kapanık Fifti Fifti”yi müsaadenizle biraz
açayım.
Çok değil!
Dışa açılma:
Bunu İncirlik’in ABD uçaklarına açılmasında görüyoruz mesela.
Öyle ki, “hava sahamızı ihlal etti” diye Rus uçağını vururken, ABD
uçakları bu izin sayesinde hava sahamızı ihlal etmeden sınırımızın
ötesine uçup uçup vurup vurup geliyor, sonra yine kalkıyor.
Hava sahamız bu şekilde dışa açılmış oluyor.
Sorun şu ki, biz, yani ben-siz değil, “Yürütme” ABD uçaklarının
vurduğu hedeflerden ziyade, ABD uçaklarının vurmadığı ve ittifak
yaptıklarının vurulmasını istiyoruz. ABD ile “YPG bizim ortağımız”
diyor, “Türkiye Musul’dan çekilsin” buyuruyor.
Buna literatürde “dışa yamulma” deniyor.
Nitekim Kuzey Suriye Kürtlerini düşman görüp onların kurtarılması
için Kuzey Iraklı Peşmergelerin geçişine izin vermiş ve o
Peşmergelere “eğitim-öğretim-talim terbiye” diyerek Musul’a asker
göndermek de “dışa yumulma” ise…
Aynı Musul’da apar topar konsolosluğu Işid’e teslim etmeye de “dışa
yamulma” deniyor.
Terörist dediğin Suriyeli Kürtleri “eskort” yapıp Süleyman Şah’ı
“tek kurşun atmadan” sırtlayıp vatan toprağını Işid’e bırakmaya ve
Şah’ı “terörist Kürtler”in toprağına emanet etmeye ise “dışa
saçılma” diyen akademisyenler var.
“Dışa açılma”nın güzel bir örneği, “Işid projesi”nin yapımcısı,
El-Kaide’nin ebesi, “Kardeşimiz Mursi”yi deviren ve “Kızımız
Esma”yı katleden Mısır darbesinin organizatörü Suudi Sarayı’nın
“Teröre Karşı İslam İttifakı”na asker yazılmak. Böylece darbeci
Sisi ile de tertip olmak!