Tabii ki tam bunu kastetmedi ama en güzel yine Arınç ifade etti:
Biz iktidara mahkum ve mecbur bir partiyiz. Biz iktidarda olmalıyız.
***
Yüzde 34 ile iktidar olabilmiş bir parti, oyları veya oy oranı düşse de, yüzde 41’le de iktidar olabilecek bir partidir, o ayrı.
Oylarından ötürü bunu hak eder; bu da ayrı.
Ama “mecburiyet”in bir kısmı hakikaten “mahkumiyet”le ilgili.
İktidar, hatta iktidarda sadece bir “Politbüro” çok şeyi gizlemek, AKP’ye oy verenlerden dahi saklamak zorunda.
Panik sık sık bu yüzden oluyor.
***
AKP’nin bu ülkede ciddi bir kesime ufuk açtığını, ötelenmiş, itilmiş nice insanın kendine güvenini ve kendilerine saygı gösterilmesini tesis ettiğini, hatta bu ülkenin“militarizm, savaş, sıvasız hanelerden 40 bin ölü” gibi nice zincirini kırabildiğini teslim etmeyen, haksızlık yapar.
Ama AKP’nin ve “Başkan”ın, nihayetinde herkesten “teslimiyet” istediğini kabul etmeyen AKP’linin de gözü ve kalbi kördür.
Nihayetinde dönüp dolaşıp “Militer-polisiye vesayet”in, “savaş”ın ve başkalarının haklarına, hayatlarına “saygısızlık”ın otoriter kaynağı haline geldiğini görmemek de öyledir.