Polislerde, tabii “kadın polisler”e dönük başörtüsü yasağı
kalktı.
15 Temmuz Darbe Saldırısı’ndan sonra, askeri tesislerde eşlere,
annelere uygulanan başörtüsü yasağı da kalkmıştı.
Bunun tercümesini şöyle yapmıştım:
15 Temmuz 2016’ya kadar, 14 yıllık iktidar döneminde, yıllar sonra
“başörtüsü yasakları kalktı” dendiğinde bile, başörtülü bir eşin,
bir annenin orduevine, kamplara ve benzeri yerlere alınması
yasaktı!
Açıkçası, eski “Cemaatçi” ve her daim “iktidar yanlısı” kalem kalem
muhafazakâr kalem varken, bu yasağı galiba bir tek ben dert
edinmiştim!
Uludağ tesislerinden, Ankara, İzmir, İstanbul’da orduevlerinden,
lojman girişlerinden “başörtülü eşler, anneler, kızlar”ın nasıl
kovulduğunu vaka vaka yazdığım sırada, “askeri vesayeti kaldırmış,
sivil” iktidarın Milli Savunma bakanları, şimdi hakimleri,
savcıları “Fetöcü” ilan edilmiş Askeri Yargı’ya “Yasak yerindedir”
yazıları yollayıp duruyordu.
Bunu bilin ve kayıt altında kalsın istedim nedense!
***
Polislerde, tabii “kadın polisler”de bu yasağın kalkması “bir
ayrımcılık”ın bitmesi… Değil mi Kamil?
Bana göre de öyle.
Ama “ayrımcılıkların bitmesi” diye sahici bir derdin var mı Kamil?
Hakikaten var mı?
Bak, misal ben, öyle bir dert edinmişim ki o kadar yazı
yazmışım.
Senin öyle hakiki, içten, “ayrımcılığa ayrımsız son” derdin var
mı?
***
Varsa, eminim kadın-erkek tüm polislerin, “şu memleketten, şu
görüşten, şu mezhepten, muhafazakâr, yok değil, inançlı-inançsız,
şu gazeteyi okur, şununla görüşür” diye fişlenmesine de karşı
çıkacaksın…
Amir tarafından maddi-manevi şiddete maruz kalıp ezilmesine de…
Bak, artık “başörtüsü takmayan kadın polisler”in ayrımcılığa maruz
kalmasına da!
Ayrımcılığa karşıysan hakikaten, “Türkiye vatandaşı Rum, Ermeni,
Yahudiler”in veya başka başka etnik, dini, mezhepsel kimlikleri
olanların polis yapılıp yapılmamasına, yapılmıyorsa bununun
ayrımcılık olup olmamasına da takacaksın!
***
Misal, işte 15 Temmuz’dan sonra orduevlerinde filan başörtüsü
yasağı kalktı, bir ayrımcılık da bitti, değil mi Kamil?
Peki on binlerce uzman çavuş o orduevlerine girebiliyor mu
gülüm?
Onlar ölmeye gelince ölmüyor, bayrak sarıp kutsadığınız “şehit”
tabutlarına girmiyor mu?
Neden orduevlerine giremiyorlar? Yüzde 50’ye yakını için, hüküm
giymeden bile artık “darbeci, terörist” damgası vurulmuş paşalardan
daha mı darbeci onlar? Daha mı tehlikeli? Yoksa daha alttaki, daha
aşağıdaki, en diplerdeki oldukları için mi?
Gazi olmuşken dahi, platinli ayaklarına vuran paşanın da, hepsini
toplayıp “biz başız, siz .ötsünüz, siz kölesiniz” diyenin de terfi
edebildiği bir sistem hala sürdüğü için mi?
Esasen memleketin düzeninin özü hep alt-üst olduğu için mi!
***