Şunu anlıyoruz:
Devletimiz, hükümetimiz, iktidarımız, velinimetimiz “cephane, mühimmat” mevzuunda aşırı titiz!
Şuradan anlıyoruz:
Birden “Kral çıplak” kalınca hemen örtmeye, örtüyü açanlara bağırıp çağırmaya, tehdide; casusluk, hainlik, teröristlikle suçlamaya başlıyor!
Buradan daha da iyi anlıyoruz:
Tırlayan cephane, mühimmat üstüne aşırı titiz olanlar, cephanelikte mühimmat patlamasıyla göğe fırlayan, paramparça 25 asker için nedense hiç titiz olamamış!
AKP’li de olabilirsiniz ama buyurun siz de biraz daha iyi anlayın:
Örtünün altındaki mühimmat çıplak kalınca çok öfkelenenler, bir cephaneliğe tıkılan 25 asker paramparça olduğunda nasıl da sakinler!
***
Misal, artık “insani yardım”ın, “ilaçlar”ın istikameti her kimlerse, nasıl da özenle paketlenmiş, istiflenmiş, kafilelenmiş, kafiyelenmiş, enfiyelenmiş; nasıl dikkatli bir muayeneye ve muameleye tabi olmuş!
(Zaten millete onca zaman “ilaç ve benzeri insani yardım” denen için hükümet şimdi “Türkmenlere silah” deyiverdi.)
Makyaj azıcık akınca nasıl da kızıyor efendiler!
Oysa Susurluk’tan (ah o Susurluk!) Afyon’a yollanmış, kamyon kamyon düzülmüş cephane, mühimmat, bombalar hiç de öyle özene, dikkate, şefkate layık görülmemiş.