Bir önceki cumartesi Ankara Garı en az 100 kişilik katliam ve onca yaralı ile infilak etti.
Bu cumartesi de Dağlıca yine kan ağladı.
Dağın bir yanında biri tabur komutanı, yanlış yoksa iki astsubay, bir er “dört şehit”, öte yanında “17 etkisiz hale getirilen.”
“Eylemsizlik, çatışmasızlık” denenin nasıl bir şey olduğunu kim nasıl anlayacak?
***
İnanabiliyor musunuz; bu memleket “böyle kanamama”nın eşiğine gelmişti.
Tamam, eşiği geçmemişti ama oralardaydı.
“Süreci sabote etmek isteyen” muhalefete kızgın, “Baldıran içmeye hazır”, halka müjde üstüne müjde veren önceki Başbakan da, “bir daha Türkiye topraklarında çatışma olmaz” demiş HDP’liler de herkesi buna ikna etmişti.
Şunu düşünebiliyor musunuz?
Suruç ve 7 Haziran seçimlerinden bu yana can vermiş yüzlerce asker, polis, sivil ve “etkisiz hale getirilen örgüt mensubu” şu anda hayattaydı ve sonrakilerin de hayatta kalabilmesi için bu ülke, bu devlet, siyasetin çeşitli unsurları akıllarını ve vicdanlarını tahkim etme fırsatını daha çok buluyordu.