“Yeni hukuk düzeni”nde şöyle bir şey var:
Misal, siz “muhalif” bir politikacı veya köşe yazarı olarak önceki Başbakan’a ağzınıza geleni söylemiş veya yazmışsınız.
Sonra bir bakıyoruz, en yakın çevresindesiniz.
O sözlerde ne “hakaret” bulunmuş, ne “ihanet”, ne de açıkçası “cesaret.”
Biat etmişsen, itaat etmişsen, mesele yok!
***
Süleyman Soylu’nun mesela, Ertuğrul Özkök’e açtığı ve “iftira” kısmı değilse de“hakaret” iddiası kabul edilen dava da böyle bir şey.
(Şimdi hale bak; bu yaşımdan sonra Özkök savunuyorum!)
Çünkü durum şu:
Soylu “AKP’li olmadan önce” bin türlü laf etmiş önceki Başbakan’a…
Şimdi onlar çok yakın; ama ikisi de kendilerine karşı yazanı, konuşanı “hakaret”le suçlayabiliyor!
Şunu unutmayalım: