Tahakküm edenlerin ve boyun eğenlerin ilişkisinin bir sırrı “gönüllü ikna” ise diğeri de “zoraki ikna.”
Acısı küllenmemiş bir maden beldesinde, Soma’da bu sırrı bize en iyi “tekme, tokat” anlatmıştı.
Yere düşmüş bir işçiye “genç Danışman” ardı ardına tekmeler atıyor, “özel harekatçı polisler” vatandaşı değil “tekme atan iktidar”ı kolluyor, aynı yerde dönemin Başbakanı da protestocuya “Yersin tokadı” diyebiliyordu.
Danışman görevinde kaldı, bir şey olmadı…
Başbakan da daha yükseldi.
Lakin yerdeki işçi yerde kaldı:
İş bulamadı, dayanışmadan yoksun kaldı, bir de “makam aracı Mercedes’i tekmelemeye teşebbüs”ten sanık oldu.
Bu “basit” durumu kavrarsak, bu fotoğrafı yerden kaldırıp da aklımıza, vicdanımıza asarsak, çok daha vahim vakaları da anlamak zor olmuyor.