Dönüp dolaşıp geliyorum ama memleketin dönüp dolaştığı yerler de burası Yusuf!
Kibir ve Kin, tekme tokat, ısrarla anlamamızı istiyor olmalı!
Danışman ayağıyla tekmelediği Somalı işçiyi tekmelemeyi bırakmıyor ki, kalın kafalarımız, nasırlı kalplerimiz “Ulan bu ne artık!” diyebilsin, diyebiliyorsa!
Böyle didaktik bir tarafı var Kibr-i Kin’in.
Böyle kafamıza vura vura anlatmak, açıklamak, kendini ifade etmek istiyor.
Oysa kimimizin gözü bağlı, kimimizin kulağı tıkalı, kimimizin ağzı var dili yok.
Kimimiz başı dönmüş, kimimiz zaten gözü dönmüş halde.
***
Mayıstan mayısa bir yılda, sözde herkesin kalbindeki Soma’da, tek bir insanın, yoksul bir ailenin, üç yaşında bir kızın rızkıyla oynamak için bu kadar örgütlü olan devletinizi tanıyın…
Acılı bir ilçede, tekmelenmiş ve lanetlenmiş bir insan ve o minik çocuk ile, dayanışmak bir yana, maalesef kapıları onlara kapatan bir kısım milletimizi de!
Adalet, hakkaniyet, insanlık nedir, bir bilin.