Bir ülke yamultula yamultula yarıldı, kırıldı, yeniden yeniden daha çok kanıyor.
“Biz kimseyi öldürmeyeceğiz” diye lütfedip sonra “oluk oluk kan akacak” diyebilen birileri kendi fotoğrafları yanına bir cumhurbaşkanınınkini de asıyorsa…
Velev ki başka hiçbir suç tanımına girmiyor; “Cumhurbaşkanına hakaret suçu” esas odur…
Devletin aklı başında olsa biraz!
Oysa Saray, istihbarat, Emniyet, yargı harıl harıl gazeteci toplamak, tutuklamak, hapse mahkum etmekle, sansür koymakla, hep başkasına saydırmakla meşgul.
“Tek kişilik dünyamız”da, kim yapmış olursa olsun, Suruç-Ankara hattı da böyle oluştu.
Birinden birine varan “Kısa başkanlık tarihi”nde, çıkmamış 400 milletvekili ile polis, asker, vatandaş, çocuk, yaşlı, genç ve “etkisiz hale getirilmiş” 400’den çok fazla can yatıyor!
“Barış”ın kıyısındaki bir ülkeden savaşın, katliamların cehennemine fırlatılmış bir memleket.