Türkiye’nin ilkeli ve tutarlı dış politikası son zamanlarda en çok üç devlete ateş püskürdü:
1. Suriye
2. Mısır
3. İsrail
***
Suriye’ye sadece ateş püskürmediğini, ateş de yolladığını biliyoruz.
Rejimin zalimliğini biliyoruz ama “günleri sayılı” denip yılları deviren zalime karşı (onca mülteciyi kabul ederkenki gibi) mazlumun yanında durmak başka; başka zalimlerin katliamlarına “ateşli insani yardım”da bulunmak başka.
Işid’in elinden, vatan toprağını değilse de, türbeyi kurtarmak için “operasyon”yapan devlet, “Düştü, düşecek” dediği Kobani (Rojova ve PYG) ile işbirliği yapmadı mı?
Aynı Işid daha yeni (kaybettiği) Kobani’de 150 kadar sivili katletti.
Mış Politika’nın felaket halidir Suriye!
***
Mısır’da bir açıdan tutarlıydı hükümet.
“Seçilmiş” Mursi’yi deviren darbeye darbe, Sisi’ye darbeci derken, katliamları lanetlerken, “Esma kızımız”a gözyaşı dökerken, dört parmağı kaldırırken.
Lakin tutarsızlık, Mısır darbesinin başkomutanı Suudi Arabistan’a hiçbir şey diyememekti.
Suudi Kralı ölüp yenisi geçince, eskisi gibi olmasa da, yine bu konuda tek kelime etmemiş olmaktı.
Yetmedi. Yemen’de İran etkisini kırmak için Suudilerin örgütlediği ve “darbeci Sisi” Mısır’ının da bulunduğu ittifakı da destekledi Ankara.
Şimdi, Suudilerin yeni yaklaşımı maklaşımı denerek, Mış Politika, Mısır’a da Mısır demek üzere; belki de Mışır!