Orlando’da bir kulüpte Afgan kökenli ABD vatandaşı “Ömer Metin”in 50 kişiyi öldürüp 53 kişiyi yaralamasından sonra Obama, “Amerikan tarihinin en kanlı saldırısı” dedi.
“Amerika… saldırı… tarih” kelimelerini daha geniş (ve daha doğru) manada kullanırsak, tabii ki öyle değil.
Ama bu tür saldırılar açısından öyle herhalde.
“Bu tür saldırılar”ın bir bölümü, ki içlerinde okul-park-sosyal tesis gibi yerler var;“beyaz Amerikalı” işi. İdeolojik sayılanı da var, psikopatlık addedileni de.
Bir bölümü ise “terörist saldırı” denenler.
Bu “İslami terör” kavramıyla özdeşleştirilmişti; aynen bir “Afro-Amerikalı”öldürmüşse, “siyah” sıfatının kullanılması, katil “beyaz” ise, deri renginin, kökeninin belirtilmemesi gibi.
Sonra “iç terör” diye bir kavramla o ayrım yok edilmek istendi.
Lakin yaygın toplumsal zihniyette, öldürülenler de öldüren de önce kim olduğuyla değerlendiriliyor.
Bizde de olduğu gibi.
***
Bu ayrımcı değerlendirme toplumları “teröre, şiddete, vahşete karşı”birleştirmiyor.
Öldürüleni “müstahak” görenden, öldüreni “makul” görene; öldürenin kimliğine bakıp tüm “ötekiler”i “terörist” sayana kadar çeşitli “kafası, kalbi yamuk”kesimler var.
Yine “bizdeki” gibi.
Bunların politik temsilcileri de, örgütleri de, sempatizanları da çıkıyor; hatta büyüyor.