Arka plandaki bir mesele de, ister ön yargıyla ister yargıyla,
tarihin karanlıklarının deşilmesi değil.
Bir de bugünkü duruş var.
***
Batı’da ve Doğu’da artık halklara heyecan vermeyen…
Tam tersine saraylara kapanmış, Suudi ve Katar sarayları gölgesinde
“Mursi’ye 20 yıl”ı dahi mecburen mesele edemeyen; “Rabıta” yüzünden
“Rabia”yı bile unutmakta olan bir patinaj!
***
Suriye rejimi katliamlarının karşısında bir insanlık umudundan
ziyade; halkları katleden, kadınları, kızları rehin, esir ve köle
kılan vahşetin temsilcileriyle, “teyel” değilse bile “teğet” olmuş
bir tuhaf çizgi!
Bunların herhangi bir yerinde ne Gazze var artık, ne Filistin, ne
mazlum halklar, ne Arap Baharı, ne içten bir isyan, ne bir
insanlık-demokrasi-hakkaniyet umudu.
İddia bile edilebiliyor ki, “Tepesi atan İran, büyük elektrik
kesintisinin arkasındaki siber güç” diye.
Belki değildir; ama belli ki “iyi komşun” bile kalmadı!
Vefasız da olabilirler, özellikle İran; ama kimse kafasız
değil!