“Özgürlük mücadelesi verenlere niye böyle yapıyorsunuz. Bu olaylar bizi çok üzüyor. Yaşanan olaylardan dolayı şu anda ben de endişeliyim, kaygılıyım. Protesto hakkını kullanan insanlara polisin şiddetini kınıyorum. Bu olayları aktarmayan medyayı da kınıyorum. Çok ciddi protestolar, olaylar ve eylemler yaşanıyor. Medya kuruluşları bu olaylara adeta kör, sağır ve dilsiz kalmışlardır.”
***
Al bu sözleri bütün Avrupa’yı dolaştır.
Al gözüm, getir Türkiye’nin her köşesine yerleştir.
Bir “devlet adamı” bunları kalpten söylediğinde, o ülkede “demokratik devrim”oluyordur.
Espri diye söylediğinde ise, bi şey olmuyordur!
***
Cumhurbaşkanı “Batı”nın, Fransa’daki işçi eylemlerine “kayıtsızlığı”nı eleştiriyor. Batı medyasının da.
Yukarıdaki alıntıda esasen “Paris olayları, Fransız polisi, Batı medyası” gibi atıflar var. Ben onları çıkardım. Sözleri genelleştirdim. Böylece “ilkesel bir eleştiri” oldu biraz. Sadece “bana diyordun, sen ne yaptın bak” olmaktan çıkıyor o zaman.
Ancak derdimiz o değil tabii.
Derdimiz, kendimizi haklı görmek, göstermek.
Oysa “haklı” değiliz.