“Yaygın eğitim ve hayır işleri hatırına, hatta hatta Allah dedikleri için bunlara müsamaha gösterdik.
Bir ortak yanımız vardı. Aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz bu yapının aslında bambaşka niyetlerin, sinsi hesapların aleti, aracı, örtüsü olduğunu uzun süre göremedik.
Bu hain yapının 40 yıldır toplumumuzda kanserli virüs gibi yaşayabilmesi, sürekli büyümesi, işte bu dini değerleri öne çıkaran kimliği sayesinde olmuştur.
Milletimiz, meşrebi ne olursa olsun, Allah diyen, Peygamber diyen, hayır için çalışan herkese hüsnüniyet ile yaklaşmıştır. Bu yapı da milletimizin kolları kanatları altında varlığını sürdürmüştür.
Bir yandan hesap sorma...
Bir yandan da muhasebe yapma zamanıdır.”
***
Bunlar Cumhurbaşkanı’nın, darbe saldırısı sonrası “Olağanüstü Din Şûrası”ndaki önemli tespitleriydi.
“Rabbim ve milletim bizi affetsin” diye “özeleştirisi”ni yaptığı konuşma.
Sondan başlarsam... Sonra ne oldu?
Allah için “Hesap sorma” 100 üstünden 1000 denebilecek düzeyde!
“Muhasebe yapma” ise adeta “Pek muhasebe yapma” halinde.