Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, milletvekilinin “yerli ve milli”sine geldik!
Sorun bunun nasıl tespit edileceğinde.
Bir duygu mu; köken, etnisite mi?
Dil mi, din mi, daha derin mi?
Bu topraklarda doğmuş olmak mı, bu topraklara gelmiş olmak da olur mu?
1071’den beri buralarda olmak mı yoksa daha eski veya biraz daha yeni de olur mu?
Milli Mücadele’de bulunmak mı yoksa Mübadele’de gidip gelmek mi?
Bir ideoloji mi yoksa seçim mi?
Bugün kâfi mi yoksa birkaç göbek geriye mi?
***
Bin türlü insanın harman olduğu Anadolu’ya, bin türlü insanla harman olduğu yollardan gelmiş, fethederken yerli halklarla karışmış, içinden türlü çeşit beylikler çıkarmış bir “Orta Asya milleti”nin devamında, gurur duyulan bir“İmparatorluk” ya selefimiz…
Padişahlara yahut Yeniçeri ağalarına mesela, ne bileyim Sultan hatunlara desen,“Yerli ve milli”, herhalde çok kötü bakarlardı yüzümüze gözümüze.