- İnsani finans...
Ardından bu tanımı şöyle açtı:
- “İnsani finans”, İslami finans ya da faizsiz bankacılık olarak
sınırlandırılamayacak faizsiz bir finansal sistemin adıdır. Nihai
hedef asla parayı arttırmak değildir. Para ve sermaye sayesinde
insanın mutluluğunu, sürdürülebilir refahını ve ekonominin üretim
kapasitesini arttırmayı odak alır.
Bu tanımlamayı duyunca sordum:
- Katılım bankaları İslami finansa tam anlamıyla uymuyor mu?
- Tam olarak öyle demeyelim. Katılım bankalarından “murabaha” daha
yoğun devreye girdi. Ancak, “muşaraka” ve “mudarebe”
yaygınlaşamadı.
Bunun üzerine katılım bankalarındaki uygulamalara baktım:
* Mudarebe: Emek-sermaye ortaklığı. Finans kurumu yatırım için
ihtiyaç duyulan kaynakların tamamını sağlarken, müşteri emeğini
koyar. Yapılan işlemden oluşan kâr, başlangıçta anlaşılan oranlarda
finans kurumu ve müşteri arasında paylaşılır. Eğer müşterinin
kusuru yoksa zararı finans kurumu üstlenir.
* Müşâreke: Katılım finans kurumu gerekli sermayenin bir kısmını
karşılar. Müşterinin de sermayeye katkıda bulunması gerekir. Elde
edilen kâr, anlaşılan oranlarda paylaşılır. Zarardan etkilenme paya
göre olur.
* Murâbaha: İslam hukukunda fiyatı, maliyet+kâr marjı formülüyle
hesaplayan bir spot satış sözleşmesi. Bu yöntemde finans kurumu,
müşterisinin talep ettiği malı satın alıp belirlenen oranlarla vade
farkını ekleyerek müşterisine satar. Pratik ve getiri oranı
yüksektir.
* Sukuk (Kira sertifikası): Sukukta temel kural, senetlerin fiziki
varlıklara dayalı olmasıdır. Bununla birlikte İslam hukuku
çerçevesinde menkul kıymetleştirmeye konu olabilecek varlıkların
kapsamı nispeten sınırlıdır.