Sevgili okuyucularım, Perşembe akşamı Ziraat Türkiye Kupası yarı final ikinci maçı Kadıköy’de oynanıyordu. 2-2’lik skorla biten maçın rövanşında Fenerbahçe büyük bir avantajla oyuna başlayıp 30’uncu dakikada, bana göre çok ağır bir kararla, Pepe oyun dışında kaldı. Hakem Mete Kalkavan o pozisyona sarı yerine kırmızı kartını çıkarınca oyun çığırından çıktı. Sonra da Kartal’ın buz gibi golü iptal edilince Siyah Beyaz renklere gönül verenler Kalkavan şoku yaşadılar. Saha içerisinde bütün bu olayların meydana gelmesi yetmiyormuş gibi, yedek kulübelerinin hemen arkasında oturan Fenerbahçe taraftarlarının arasından kendini bilmez birkaç insanın rezaleti başladı. İlk önce Beşiktaş kalecisi Tolga’ya küfür edip futbolcuyu çileden çıkardılar. Sonra da ülkemizin en centilmen ve başarılı teknik direktörlerinden Şenol Güneş’i hastanelik ettiler. Tolga’nın aşırı tepkisi çok yanlıştı. Ben maçta yaşanan olayları asla tüm Fenerbahçe seyircisine mal etmiyorum. Üç beş kendini bilmez taraftarın yaptıklarını koskocaman, güzide bir kulüp olan Fenerbahçe’ye bağlamak son derece yanlış olur. Bu inanılmaz olayların arkasından büyük kongreye hazırlanan sarı lacivertli camiada, Aziz Yıldırım’ın başarılı olmaması için yapılan bir provokasyon düşüncesi de neredeyse tüm yorumcuların kafasına girdi. Ne olur? Karar nasıl çıkar? Bilmiyorum ama Mete Kalkavan’ın Beşiktaş aleyhine bu kadar önemli yanlış kararlar verip Kartal’ı dezavantajlı duruma soktuktan sonra kimse maçta adalet dengesi aramasın. Beşiktaş, defans blokunun bel kemiği Pepe’nin oyun dışında kalmasına rağmen başa baş oynuyordu. Akhisar’ın rakibinin Diyarbakır’da kimin olacağından ziyade futbolun bir spor olduğunu ve tüm kitleleri bir araya topladığını unutmayalım… ...