Her seçimin bir şey söylediğini, bir anlamı olduğunu düşünürüm. Nasıl ki 1950 seçimleri Türkiye'nin tek parti düzeninden demokrasiye doğru evrilmesi için tarihi bir öneme sahipse, 1983 seçimleri 12 Eylül rejiminden çıkış için önemli bir adımsa, önümüzdeki seçimin de böyle bir anlamı olduğunu söylemek mümkündür.
7 Haziran’da yapılacak seçimin anlamını bugün Türkiye'nin geldiği tarihsel aşama içinde bulabiliriz. Bu aşama, ülkenin önüne temel sorunları ve bunların çözümüne dair politikaları koymuştur. Bunlardan başında gelen ise siyasi sorundur. Türkiye'nin en önemli siyasi meselesinin demokratikleşme sürecini başarıyla tamamlaması için atılması gereken adımlar olduğunu, yapılması gereken değişimin köklü bir biçimde ele alınması gerektiğini görmek durumundayız.
Demokrasi ve siyaset
O halde bugünkü Türkiye'nin en önemli meselesi hala demokratikleşmedir ve demokrasiyi bütün ilkeleriyle yerleştirecek yapısal değişimi gerçekleştirmektir. Bu güne kadar demokratikleşme konusunda yapılan düzenlemeler, gerçekleştirilen reformlar önemlidir, fakat yetersizdir. "Bu ülkenin kadim sorunu olan asker-sivil çatışması, devletin ideolojik yapısının çoğulculuk ve demokrasiyle çelişen karakteri, devletin bürokrasinin aracı haline gelmesi, Milli Güvenlik Kurumu'nun 'devletin ana kumanda merkezi' gibi çalışması, seçilmişlerin devletin işlerine karıştırılmayıp, bir çeşit kamu hizmetleriyle sınırlı bir alanda tutulması, vb." Bütün bunların aşılmasında önemli çabalar harcanmıştır. Topluma karşı örgütlenmiş devlet yapısının çerçevesi kırılmıştır, fakat mesele tamamlanmamıştır.