Geçtiğimiz günlerde çok konuşulan ‘İmparatorlukların geri dönüşü’ meselesinin, batı için endişe kaynağı olarak görüldüğü açıktır; burada geriye dönenin ‘imparatorluklar’ olmadığı fakat onların miraslarından yükselen yeni küresel aktörler olduğunu söylemek gerekir. Neden mi? İmparatorluklar tarihsel olarak hem siyasi hem toplumsal yapıları farklı örgütlenmelerdir ve milli/ulus devletler çağıyla birlikte zamanlarını doldurmuş olmaları hiç tesadüf değildir çünkü imparatorlukların dayandıkları, üzerine kuruldukları sosyal formasyonlar değişmiştir.
Gerçekten de, meseleye politik aktüel tartışmalardan biraz uzaklaşarak bakıldığında, olayın mahiyetinin daha iyi anlaşılması kolaylaşacaktır. Bunun, yani değişimin dünyanın batısından da doğusundan da görülmesi zor değildir ki görenlerin sayısı az olmadığı gibi olay yeni de değildir.