Vedat Bilgin Akşam Gazetesi

Aydın sorumluluğu

Hemen aklınıza ‘hangi aydınlar?’ sorusunu sormak geliyor olabilir. Bir ülkede aydın sorumluluğundan bahsediliyorsa tereddütsüz bir biçimde herhangi bir ayırmaya gitmeden, aydın olma vasfının bir parçası...

05 Ağustos 2015 | 181 okunma

Hemen aklınıza ‘hangi aydınlar?’ sorusunu sormak geliyor olabilir. Bir ülkede aydın sorumluluğundan bahsediliyorsa tereddütsüz bir biçimde herhangi bir ayırmaya gitmeden, aydın olma vasfının bir parçası olarak bazı tavırlardan bahsetmek gerekir. Bunların başında gelen, aydının insan haklarına, ülkesine karşı duyması gereken sorumluluklardır. Bu sorumluluklar, yaşama hakkını, özgürlükleri, ülkenin bağımsızlığını yani başka ülkeler karşısında eşit varlığını savunmak gibi hususlardır. 

Toplumsal barışı savunmak, teröre karşı tavır almak insanların bütün özgürlüklerini kullanmasının temel şartıdır. Aydınların içinde yaşadıkları toplumda, siyasete, ekonomiye, toplumsal ve düşünsel sorunlara karşı eleştirel tavır alan, bu konularda fikir ortaya koyan kimliklerinin arkasında bu temel işlevi yerine getirmekte tereddüt göstermemelerinin sağladığı toplumsal meşruiyet vardır. 

Teröre dayalı strateji 

Türkiye’de terör örgütü işin başından bu tarafa bir siyasi stratejiye dayanan eylem planına sahiptir. Terör örgütünün bu stratejiyi uygulamada ortaya koyduğu politikalar, takip ettiği taktikler iyi kötü Stalinist politik mücadele tarihinden haberdar olanların bildiği konulardır. Anti demokratik siyasi mücadele literatüründe kutsanan ‘devrimci savaştan’, ‘silahlı propagandaya’; ayaklanmadan, kurtarılmış bölgeler kurmaya kadar, birçok eylem biçimi, bu devrim stratejisinin başarısı için ortaya konmuştur. 
“PKK terör örgütünün çeşitli yayınlarına bakıldığında da, sosyalist mücadele stratejisini söz konusu yayınlardan özetleyen, taklit eden sözüm ona, analiz edip uyarlayan bilmem kaçıncı sınıf, bir dolu kitap, broşür bulmak zor değildir. Bir anlamda örgüt devrimci şiddeti, devrimci halk savaşını nihai amacına ulaşmak için hiç saklamadan açıklamış ve savuna gelmiştir.” 
Peki ne olmuştur da örgüt önce çözüm sürecine katılmış, sonra vazgeçmiştir, bütün bu ‘devrimci mücadeleyi’ bir tarafa koymuştur? Bu soru, örgütün bütünüyle bu söylemini, yani onun sosyalist bir mücadele verdiğini ciddiye alanlar için anlamlıdır. Mesele şudur, örgüt Ortadoğu şartlarında bütünüyle Batı'nın çizdiği yapay sınırlar içinde yaşanan istikrarsız yapının ürettiği sorunların bir parçasıdır. Bu coğrafyada bu tür terör yapıları ya ülkelerin birbirlerine karşı mücadelede kullandıkları siyasal istihbarat çalışmalarının bir ürünü ya da Batı’nın bölgeye müdahalede kullandıkları araçlardır. Çoğu kere de bu örgütler her iki işi birlikte yaparlar. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Veda zamanı 26 Nisan 2021 | 702 Okunma Yarın ayın kaçı? 22 Nisan 2021 | 466 Okunma Sistem değişti de ne oldu! 19 Nisan 2021 | 228 Okunma Reel sektörün dinamizmine uygun para politikası 15 Nisan 2021 | 107 Okunma Karadeniz barışı 12 Nisan 2021 | 134 Okunma