Hemen aklınıza ‘hangi aydınlar?’ sorusunu sormak geliyor olabilir. Bir ülkede aydın sorumluluğundan bahsediliyorsa tereddütsüz bir biçimde herhangi bir ayırmaya gitmeden, aydın olma vasfının bir parçası olarak bazı tavırlardan bahsetmek gerekir. Bunların başında gelen, aydının insan haklarına, ülkesine karşı duyması gereken sorumluluklardır. Bu sorumluluklar, yaşama hakkını, özgürlükleri, ülkenin bağımsızlığını yani başka ülkeler karşısında eşit varlığını savunmak gibi hususlardır.
Toplumsal barışı savunmak, teröre karşı tavır almak insanların bütün özgürlüklerini kullanmasının temel şartıdır. Aydınların içinde yaşadıkları toplumda, siyasete, ekonomiye, toplumsal ve düşünsel sorunlara karşı eleştirel tavır alan, bu konularda fikir ortaya koyan kimliklerinin arkasında bu temel işlevi yerine getirmekte tereddüt göstermemelerinin sağladığı toplumsal meşruiyet vardır.
Teröre dayalı strateji
Türkiye’de terör örgütü işin başından bu tarafa bir siyasi
stratejiye dayanan eylem planına sahiptir. Terör örgütünün bu
stratejiyi uygulamada ortaya koyduğu politikalar, takip ettiği
taktikler iyi kötü Stalinist politik mücadele tarihinden haberdar
olanların bildiği konulardır. Anti demokratik siyasi mücadele
literatüründe kutsanan ‘devrimci savaştan’, ‘silahlı propagandaya’;
ayaklanmadan, kurtarılmış bölgeler kurmaya kadar, birçok eylem
biçimi, bu devrim stratejisinin başarısı için ortaya
konmuştur.
“PKK terör örgütünün çeşitli yayınlarına bakıldığında da, sosyalist
mücadele stratejisini söz konusu yayınlardan özetleyen, taklit eden
sözüm ona, analiz edip uyarlayan bilmem kaçıncı sınıf, bir dolu
kitap, broşür bulmak zor değildir. Bir anlamda örgüt devrimci
şiddeti, devrimci halk savaşını nihai amacına ulaşmak için hiç
saklamadan açıklamış ve savuna gelmiştir.”
Peki ne olmuştur da örgüt önce çözüm sürecine katılmış, sonra
vazgeçmiştir, bütün bu ‘devrimci mücadeleyi’ bir tarafa koymuştur?
Bu soru, örgütün bütünüyle bu söylemini, yani onun sosyalist bir
mücadele verdiğini ciddiye alanlar için anlamlıdır. Mesele şudur,
örgüt Ortadoğu şartlarında bütünüyle Batı'nın çizdiği yapay
sınırlar içinde yaşanan istikrarsız yapının ürettiği sorunların bir
parçasıdır. Bu coğrafyada bu tür terör yapıları ya ülkelerin
birbirlerine karşı mücadelede kullandıkları siyasal istihbarat
çalışmalarının bir ürünü ya da Batı’nın bölgeye müdahalede
kullandıkları araçlardır. Çoğu kere de bu örgütler her iki işi
birlikte yaparlar.