Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soçi ziyaretinde Putin’le yaptığı görüşmeden sonra varılan mutabakat, sadece İdlib’le hatta sadece Suriye ile sınırlı bir mesele olarak görülemez. Elbette ‘Soçi mutabakatı’ Suriye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceği konusunda stratejik bir hamledir fakat bu hamlenin kime hangi siyasete karşı yapıldığını anlamadan bunun neden ‘tarihsel’ bir öneme sahip olduğu kavranamaz.
“Önceki gün varılan mutabakatın ‘Türkiye’nin tezlerinin’ üzerine kurulduğu söylenebilir fakat bundan daha önemli olan husus iki bölge ülkesinin ‘ortak sorumluluk’ almasıdır. İdlib’de belli bir güvenlik bölgesinde sivil halkın yaşamasının Türkiye ve Rusya tarafından koruma altına alınmasında ve silahlı unsurların tasfiye edilmesinde; ABD’nin bölgesel hâkimiyet aracı, paramiliter gücü olan PKK/PYD’nin, terörün etkisizleştirilmesi gibi hususlarda ortak bir görüşe varılmış olması, Suriye’ye meselesine olduğu kadar bölgenin geleceğine dair de bir siyaseti işaret etmektedir.”