Türkiye’de hiç bitmeyen tartışmalardan biri de Cumhuriyet etrafında yapılmaktadır. Bir kesim sürekli olarak Cumhuriyete karşı çeşitli komploların hazırlandığını söyleyerek ‘tehlikenin farkında mısınız’ psikolojisiyle hareket etmektedir; bunların simetriyi olan bir başka kesim ise Hilafet beklentisi içinde yaşamaktadır. Demokratik bir toplumda her türlü tartışmayı yapmak işin doğası gereği normal olandır fakat bunu bir paranoyaya dönüştürüp yasakçı bir tepki arayışı içine girilmesi de Cumhuriyeti düşmanlaştırıcı bir söylem oluşturmak da sağlıklı tavırlar değildir.
Birinci kesimin Cumhuriyetin başarılarına yeterince güven duymadığı için böyle bir tavır sergilediği, demokratikleşme süreciyle rejimin halka mal olduğunun idrakinde olmadığı söylenebilir; ikinci gruptakilerin ise Cumhuriyet’in bir siyasi formasyon olduğunu kavrayamadıkları, hilafet denilen kurumun ise dinsel değil tarihsel ömrünü tamamlamış bir siyasal yapı olduğunu anlayamadıkl