Darbecilik zamanı geçmiş bir meslektir; evet, yakın zamanlara kadar böyle bir meslekten bahsetmek işi abartmak değil, bir gerçeği işaret etmek demekti. Çünkü orduda sürekli cunta faaliyeti içinde bulunan, bundan iktidar üretmek isteyen yapılar mevcuttu. Bunların varlığını dayandırdıkları iki temelden bahsedilebilir: Biri ideolojik olarak militarizmin zehirlediği hastalıklı hale getirdiği zihniyet dünyası; diğeri ise, NATO karargahı üzerinden belirlenip CIA tarafından bir şekilde irtibat kurulup harekete geçirilebilecek unsurların sürekli kullanıma açık tutulması ile ilgilidir. Türkiye'deki darbelerin, moda tabirle şifresi bu iki darbe mekaniğinde saklıdır.
Bir gece yarısı bildiri vermek Türkiye'nin, sözüm ona 'Montrö anlaşmasını savunma görünümünde' sivil demokratik kurumlarını tehdit etmeye kalkmak, bu bağlamda ne anlama gelebilir! Bir defa önce buradaki cehaleti tespit etmek lazımdır: Montrö Türk devletinin imza koyduğu bir sözleşmedir ve devletin hukukundadır.