Demokrasiler örgütlü toplumun bulunduğu rejimlerdir; bu örgütlü
toplumun öncüsü dünyanın birçok yerinde sendikalar yani emek
örgütleridir. Hatta birçok ülkede demokrasinin gelişmesinin yani
demokratikleşme dinamiğinin merkezinde işçi sendikaları
bulunmaktadır. Bugünkü Avrupa toplumlarında yaşanan ‘demokrasinin
krizi’ diye de ifade edilen olayın arka planında sendikaların
zayıflamasının olduğu tartışması yapılmaktadır.
Türkiye’de sendikaları kabul etmek, onları benimsemek kolay
olmamıştır. Uzunca bir süre, konuyla ilgili cehaletten dolayı
sendikacıları ‘komünist’ zannetmek hatta sendikacı ‘sol/sosyalist
olur gibi’ işin esasıyla çelişen anlayışlar yaygındı; oysa
sosyalist/komünist ülkelerde sendikal özgürlükler yoktur; her şey
gibi ücretlerde/ sosyal haklar da komünist partisinin bürokratik
kadroları tarafından belirlenmektedir. Ne grev, ne eylem ne toplu
sözleşmenin bulunmadığı sosyalist/komünist ülkelerde şeklen var
olan sendikalar da işçileri ihbar eden/baskı altında tutan