Türk siyasetinde muhalefet sorununun bu kadar derinleştiği bir başka dönem olmamıştır. Bunun temel göstergesi, üç defa üst üste genel seçimleri kazanan AK Parti karşısında hâlâ çaresiz ne söyleyeceğini bilmeyen, "bütün ümitlerini reklamcının siyasi aklına bağlamış" ana muhalefet partisinin halidir. Genel seçimleri kazanarak üç defa hükümet kuran iktidar partisine karşı, alternatif oluşturacak bir siyaseti üretemeyen bir partinin hâlâ ana muhalefet partisi konumunda olması ise diğer muhalefet partilerinin durumunu değerlendirmek açısından önemli bir veri olarak değerlendirilmelidir.
Seçime sadece iki hafta kadar bir zamanın kaldığı bugünlerde,
muhalefetin durumunda değişme olduğunu gösteren, ciddi bir işaret
bulunmamaktadır. Bu tablo, açıkça AK Parti’nin dördüncü defa
genel seçimi kazanması anlamına gelir ki, bu durumda
muhalefet sorunu demokrasi açısından daha da önem
kazanacaktır.
Muhalefetin önünü kesen nedir?
Muhalefetin bu halini nasıl açıklamak gerekir. Meseleyi bütünüyle
muhalefet partilerinin lider ya da kadrolarının durumuna bağlayarak
açıklamak yetersiz kalacaktır. Meselenin arkasında muhalefetin
ideolojik yapısını üreten zihniyet dünyasıyla, bu ideolojinin
dayandığı toplumsal ilişkiler ve nihayet sınıfsal yapının rolünü
görmek gerekir.