Ekonomi sadece ekonomik olanla açıklanamayacak nitelikte olduğu içindir ki daha kapsayıcı olan ekonomi-politik kavramını tercih etmek uygun olacaktır. Ekonomik rasyonalite ekonomik davranışı açıklamaya yetseydi doğrusu işimiz çok daha kolay olurdu. Bu bakımdan ekonominin zaman zaman operasyonlara maruz kalması uluslararası politik mücadelenin araçlarından biri olması şaşırtıcı sayılmamalıdır.
Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu sürecin iktisadi ve siyasal boyutlarını ortaya koymaya çalışırken yapısal olanla konjonktürel olan arasındaki ilişkileri belirlemeye çalışarak, ekonominin dış ticaret hadleri, yabancı para ihtiyacı, dış borç ve cari açık ilişkileri üzerinden bir müdahaleye maruz kalabileceğini bu yönde yapılan veya yapılacak operasyonlara karşı yeni bir stratejik tutum belirlenmesi gerektiğinin üzerinde duruyorum. Nitekim hükümetin açıkladığı bir dizi karar ve politikalar bu yöndeki ‘operasyonel girişimlere’ karşı bir direnç oluşturarak ekonominin büyümesinin sürdürülebilir olmasına katkı yapacak uygulamalardır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı dış ticaret başta olmak üzere bütün kamu alacaklarının, ihalelerin ve özelleştirme gelirlerinin milli parayla yapılmasına dönük hamleler, sadece dolardaki dalgalanmalarla sınırlı kalmayarak, uzun vadede de etki yapacak yeni bir yaklaşım olarak üzerinde durulması gereken bir konudur.
IMF neye yarar?