Türkiye ekonomisine yönelik başlatılan operasyona ve ekonominin bünyesel sorunlarına karşı verilen mücadele devam ediyor. Meseleyi, bu sürecin krizle sonuçlanmasını isteyenlerle, buradan yapısal bir dönüşümü başararak istikrar içinde yeniden büyümeyi savunanların karşı karşıya geldiği bir durum diye tanımlamak da mümkündür.
Döviz fiyatları üzerinden başlayan dalgalanmalara karşı ekonominin hem üretimden gelen hem toplumsal yapıya dayanan önemli imkanlarının olduğunun altını çizmek gerekir. Türk ekonomisinin üretim gücü, sanayinin ve küçük ve orta ölçekli kuruluşların ileri teknoloji transferine duyarlı yapısı, ara malı üretiminde ithalata bağımlı ilişkileri, ihracat dönüştürecek dinamizme sahip olduğunu, kısa sürede ortaya koymuş bulunmaktadır. Ekonomi yönetiminin bu dönüşümü destekleyici siyaseti, takip ettiği yeni yaklaşım, ‘ihracata dayalı büyümenin’ sadece bir arzu değil, rasyonel bir politika olduğunu göstermektedir.
EMEĞİN GÜCÜ
Bu sorunları aşm